Dünyaca ünlü Basketbolcu Hidayet TÜRKOĞLU eşiyle birlikte, Eminönü'nde geziyordu. Önce akvaryumcuları dolaştılar, Kapalıçarsı, Nuriosmaniye, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Sultanahmet, Topkapi Sarayı, Gülhane Parkı ..derken, Yeni Caminin önüne kadar geldiler. Orada bağıra bağıra simit satan bir çocuk vardı. Basketbolcu birden durakladı ...Sonra simitçiye yaklastı :
- Simit' in kaça koç ?
- 750 kuruş abi. Çıtır çıtır ...
- Tezgahta kaç simit var ?
- 70 - 80 tane var herhalde ...
- Hepsini alsam ne tutar ?
- Seksen desek 60 TL .
- Al sana 60 TL ...
- Farzet ki hepsini aldim...
- Sağol abi ... sağol ...
Basketbolcu bir ellilik bir onluk çıkartıp simitçinin önune bıraktı. Eşi şaşkındı. Üçbeş adım yürümüşlerdi ki eşine yaklaşıp fısıldadı.
- Hidayet sen deli misin ?
- Yooo
- Peki yemedigimiz simitlerin parasini niye verdin ?
- Bosver sorma.
- Diyelim ki soruyorum. Hem de ısrarla soruyorum.
- Oyleyse söyleyeyim.
- Lütfedersiniz beyefendi.
- Tablanın kenarı dikkatini çektimi ?
- Hayır.
- Baksan görecektin. Tahtaya bir isim kazınmıştı.
- Nasıl bir isim ?
- Hidayet !
- Yoksa ?
- Evet o tezgah, eskiden benimdi.
Bu hikayeyi Hidayet tv 8 de katıldığı bir programda kendisi anlatmıştır ...
23 Haziran 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hayata daır
YanıtlaSilhayatın ıcınden
ornek alınası bı öykusu varmıs Hıdayet ın
:) nereden nereye...seviyorum böyle hikayeleri. aslında hepimize örnek.
YanıtlaSilÖykücüğüm,
YanıtlaSilZorluğu, güçlüğü yaşamak insanları olgunlaştırıyor. Hido bugün Amerikada takımında bu kadar seviliyorsa bunun nedeni yaşamışlığıdır. Takımda hem oyuncu, hem de çok sevilen bie ekip başı. Boşuna değilmiş demek ki...
Sevgilerimle canım.
Sevgili Arzu Pınar,
YanıtlaSilBen de çok severim böyle gerçek yaşam öykülerini. Bolca da alıyorum bloguma, hepimize örnek olsun diye.
Sevgilerimle