13 Ocak 2009 Salı

Ne olacak bu dünyanın hali???

Genellikle muhabbet etmek için biraraya gelen insanlar muhabbetin koyulaştığı zamanlarda birbirlerine sormaya başlarlar;
" Ne olacak bu klubün hali?...
" Ne olacak bu memleketin hali?..
" Ne olacak bu dünyanın hali?.."
Hali , yani akibeti, yani sonu ne olacak manasında fikirler üretilir durmadan. Herkes kendi aklınca fikirler üretir, tartışılır ve bazen bir ortak paydada buluşulur, bazen de havanda su döğülür.
Neredeyse tüm parapsikoloji ile uğraşan gruplar, mistikler, neredeyse tüm inançlar ağız birliği etmişçesine zamanın sonlarına geldiğimizi, kıyametin yakın olduğunu söylerken gök bilimciler de yaklaşan ve pek de bilinemeyen şeyleri işaret ediyorlar. Onlar da farklı kıyamet senaryolarından söz ediyorlar. Ve kalabalık bir masada söylenen" Ne olacak bu dünyanın sonu?" serzenişlerinden pek de farklı gelmiyor açıkçası..
Hani bilinen bir yüz maymun deneyi olayı vardır. Okyanuslarda bulunan takım adalardan birinde yaşayan ve topraktan çıkarttıkları kökleri afiyetle yiyen maymunlar günün birinde, birden bu kökleri akarsularda yıkayarak yemeye başlıyorlar ve 6 ayda bir gözlem için gelen bilimadamları şaşırıyorlar bu durumu görünce. Bir 6 ay sonrasında , başka adalarda yaşayan ve aralarında hiç bir bağlantı olmayan başka maymunların da kökleri yıkayarak yemeye başladıklarını görünce şaşkınlıkları kat kat artıyor ve bu durumu "Morfogenetik alan oluşturma" ile açıklıyorlar.Morfogenetik alan oluştırma ancak kritik kütle ile mümkün ve bunu da sembolik olarak yüz sayısı ile ile ifade edip, bu deneye yüz maymun deneyi adını veriyorlar. Bu bağlamda bakarsak dünyanın içinde bulunduğu kaos, toplumlarda ve kişilerde korku, öfke ve şiddete yol açıyor çünlü tepemizde kocaman bir kaos ortak alanı yarattık ve de bu nedenle silahlanma, savaş her ülkenin baş sorunu.
Peki bu durumda dünyada barışı, silahsızlanmayı nasıl sağlayacak, savaşları nasıl sonlandıracağız. Bunu sokaklara dökülmeden yapmanın bir yolu var. Biz de savaşı, silahı, şiddeti, terörü aklımıza getirmeden dünya barışını düşünerek işe kendimizden başlıyacağız. Aşkı, sevgiyi, mutluluğu düşüneceğiz. Mutlu insanlar getireceğiz gözlerimizin önüne. 68 kuşağı çocukları gibi çiçek açacak düşüncelerimiz. Elele vermiş mutlulukla gülen insanları düşleyeceğiz. Tüm dünyanın birbirine yardım eden insanlarla dolu olduğunu , aç ve yoksul insanların olmadığını imgeleyeceğiz. Bizler de mutlu insanlar toplu alanı oluşturup, bunun kritik kütleye ulaştığında tüm insanlığa yayılacağını ve bu güzel mavi planetin, sevgili dünyamızın Barış gezegeni olduğunu göreceğiz.
Birlikten kuvvet doğar, BİR'LİKTEN BARIŞ DOĞAR......

7 yorum:

  1. Mistik dost;
    Blog dünyasında bile karşımıza çıkan herkes neredeyse BİZ gibi.Kitlesel gelişim operasyonu 101 maymun hikayesine paralel seyrediyor bizlere ne mutlu.Sevgiler senden sana.İyiki varsınız dilek.

    YanıtlaSil
  2. Az önce bir blogda okudugum ve dua ya tepki gösteren küçümseyen bir yorumun arkasından o kadar güzel geldi ki yazınız. Dediğiniz gibi bizler bildiklerimizi (sevgiyi ) yaşantımıza uyguladığımız sürece kin ve nefret asla başarıya ulaşamayacak.
    SEVGİLER

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Sufi,
    Yorumlarda sizi görmek kalbimi sevgiyle dolduruyor. İyi ki yollarımız buluştu. Ne mutlu bize..
    Kucak dolusu sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Tutsak,
    Yazımın sizi mutluluk vermesine çok sevindim.
    Sevgi ve mutluluk dolu günler dilerim.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  5. O değil de anne ne olacak bu kızının hali :)
    Mükemmel bir yazı, eline sağlık birtanem.

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim güzel kızım.
    Seni çok seviyorum.

    YanıtlaSil
  7. şu morfogenetik kısmı biraz daha açıklayabilirmiyiz?

    YanıtlaSil