9 Mayıs 2009 Cumartesi

ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN....



Eğitimcilik yaptığım yıllarda verdiğim derslerin içinde Motivasyon dersleri de vardı. Büyük çocuklara dersler veriyordum. Ve herkesin kendisini ifade etmesinin ne denli önemli olduğunu anlatıp, kendilerini ifade etmeleri için yüreklendirmeye çalışıyordum. Hepimiz özde aynıyız ama hepimiz kendimizi ifade etmek için buradayız. İster yazıyla, ister resimle, ister heykelle, ister sözle bir şekilde ifade etmeliyiz ve dünyaya bir fark katmalıyız. Çünkü, bana göre hepimiz Tanrı'nın paletindeki farklı farklı renkleriz...
Deniz yıldızı öyküsü vardır hemen herkesin bildiği...fark yaratmak üzerine yazılmış... Şimdi bir başka öyküyü paylaşmak isterim. Sevginin gücü ve fark yaratmanın önemi üzerine çok güzel bir öykü bu......
Mediha öğretmen okulun ilk gününde beşinci sınıfın önünde dururken, çocuklara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi öğrencilerine baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Ancak bu imkansızdı, çünkü ön sırada oturduğu yerde bir yana kaykılmış ismi Mustafa Yımaz olan bir erkek çocuk vardı.
Mediha öğretmen bir yıl önce Mustafa'yı izlemişti ve diğer çocuklarla oynamadığını, üstünün başının sürekli yırtık ve kirli olduğunu gözlemlemişti. Ayrıca Mustafa zaman zaman çok tatsız olabiliyordu. Öyle bir nokta geldi ki, öğretmen onun kağıtlarına sürekli kırmızı X ler yapıyor ve F (en düşük derece) notlar veriyordu.
Okulda her çocuğun geçmiş kayıtlarının da incelenmesi gerekiyordu, öğretmen Mustafa'nın kayıtlarını incelerken ve hayatını gözden geçirirken bir sürprizle karşılaştı.
Birinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı; Mustafa gülmeye hazır parlak bir çocuk. Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli. Onun etrafta olması çok eğlenceli.
İkinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı; Mustafa mükemmel bir öğrenci, sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor ama annesinin ölümcül hastalığından dolayı sıkıntılı, evdeki yaşamı mücadele içinde geçiyor.
Üçüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı; Mustafa'nın annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Mustafa elinden geleni yapıyor ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evdeki yaşamı yakında onu etkileyecek.
Dördüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı; Mustafa içine kapanık ve okuldaki derlerine fazla ilgi göstermiyor. Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor.
Bunları okuyunca öğretmen problemi kavradı ve çok üzüldü.
Öğrencileri ona güzel, kurdeleli, parlak kağıtlı hediyeler getirdiğinde kendini kötü hissediyordu. Mustafa'nın hediyesini alıncaya kadar bu böyle devam etti. Mustafa'nın hediyesi bir marketten aldığı kalın, kahverengi ambalaj kağıdına beceriksizce sarılmıştı. Öğretmen, onu diğer hediyelerin ortasında açmaktan acı duydu. Pakette taşlarından bazıları düşmüş yapma elmas taşlı bir bilezik ve çeyreği dolu bir parfüm şişesi vardı. Çocukların bazıları gülmeye başlamıştı. Ama öğretmen bileziğin ne kadar güzel olduğunu söylediğinde çocukların gülmesi kesildi. Bileziği taktı ve parfümü sürdü. Mustafa o gün okuldan sonra öğretmene şunu söylemek için kaldı;
-"Öğretmenim, bugün aynı annem gibi kokuyorsunuz.."
Çocuklar gittikten sonra öğretmen en az bir saat ağladı. O günden sonra okuma, yazma, matematikle birlikte çocukları eğitmeye de başladı. Mustafa'ya özel ilgi gösterdi. Birlikte çalışırken zihni canlanıyor ve teşvik gördükçe daha hızlı karşılık veriyordu. Böylece yıl sonuna kadar Mustafa sınıftaki en zeki çocuklardan birisi olmuştu. Ve öğretmen tüm çocukları aynı derecede sevdiğini söylemesine rağmen, Mustafa onun gözdelerinden biriydi.
Bir sene sonra, öğretmen kapısının altında bir not buldu. Mustafa ona hayatında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu söylüyordu. Altı yıl sonra Mustafa'dan bir not daha aldı. Liseyi bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve hala hayatındaki en iyi öğretmeni olduğunu yazmıştı. Bundan dört yıl sonra, bazı zorluklar olsa da okulda kaldığını, sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında en iyi derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı. Yine hayatındaki en iyi ve favori öğretmeni olduğunu söylüyordu. Sonra dört yıl daha geçti ve bir mektup daha geldi. Bu kez fakülte diplomasını aldıktan sonra biraz daha ilerlemeye karar verdiğini açıklıyor ve hala karşılaştığı en iyi öğretmeni olduğunu söylüyordu. Artık ismi daha uzundu. Prof.Dr. Mustafa Yılmaz- Tıp Doktoru diye imzalamıştı mektubu.
Öykü burada bitmiyor. Bir mektup daha var. Mustafa bir kızla tanıştığını, onunla evleneceğini söylüyordu. B abasının birkaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyor ve evlenme töreninde öğretmeninin, damadın annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu.
Öğretmen şüphesiz bunu kabul etti ve taşları düşmüş bileziği taktı ve annesinin sürdüğü parfümünden sürdü. Birbirlerini kucakladılar ve Dr. Mustafa kulağına şöyle fısıldadı;
-"Bana inandığınız için teşekkür ederim öğretmenim. Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark meydana getirebileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim."
Öğretmeni gözünde yaşlarla şöyle dedi;
-"Yanlış düşüncelere sahiptim. Bir fark meydana getirebileceğimi bana öğreten sensin. Seninle tanışıncaya kadar, nasıl öğretebileceğimi bilmiyordum çünkü...."
Bugün ANNELER GÜNÜ..
Ben başkalarını yüreklendiren, onların fark yaratmalarına neden olan, içinde şefkat ve merhamet barındıran tüm ademoğullarının ve havva kızlarının bu sevgi dolu gününü kutluyor ve bu yazıyı onlara ithaf ediyorum.

10 yorum:

  1. Bilgem

    Anneler günün kutlu olsun.

    Ahmet

    YanıtlaSil
  2. Ahmet'ciğim
    Çok teşekkürler. Bloguna uğradım,yorum bıraktım.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  3. Şakır şakır ağladım, mükemmel bir öykü anneciğim.
    Yine fark yarattın...
    Seni seviyorum birtanem.

    YanıtlaSil
  4. Bir anne olarak, hem de tetiştirdiğiniz onca çocuğun annesi olarak bu anlamlı gününüzü saygı ve sevgiyle kutlarım.
    Sevgi ile kalın

    YanıtlaSil
  5. daha önceden bildiğim bir öykü olmasına rağmen her okuduğumda yine yine yine ağlatıyor beni bu öykü. seni çok seviyorum, iyi ki varsın; yarattığın bütün farklarla birlikte. anneler günün kutlu olsun =)

    YanıtlaSil
  6. Canım Kızım,
    Başka yaşamlarda farklar yaratabilen, sevgi dolu yüreği olan bir varlık olduğun için Allah'a binlerce şükür olsun.
    Seni çok seviyorum. Annelik zevkini bana tattırdığın için ben sana teşekkür ederim canım benim.

    YanıtlaSil
  7. Sevgili YAŞAMIN KIYISINDA,
    Ben de sizin bu sevgi dolu gününüzü kutluyor,sağlık ve neşe içinde, daha nicelerini sevdiklerinizle birlikte kutlamanızı diliyorum.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Pembişim,
    Pembe gözlüklerinle, sevgi dolu yüreğinle, olduğun heryerde farklar yaratan güzel ifadelerinle iyi ki varsın. Anneciğini ve seni kutluyor ve güzel yanaklarından öpüyorum canım.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  9. Can dost;
    Bir haftadır Kaş'tayım ve yazılarını okumama ve yorum bırakmak istememe rağmen profil seçimini beceremediğimden kelimelerimi sana ulaştıramadım.Şimdi bir çaresini bulup sana sesleniyorum.Sen Allah'ın güzel rahim sıfatı, sana verilen esmayı onun adına O na kusursuzca kullandığın, sevgini ve şefkatini sınırsızca verdiğin, koruyup, kolladığın için sana da şükürler olsun cankuşum, anneler günün kutlu olsun.

    YanıtlaSil
  10. Canım Dilek'ciğim,
    Ela'ya konuksun demek ne güzel.Yorumunu geç gördüğüm ve geç cevapladığım için affet. Kızıma geldim onun bu geceki radyo programına konuk olacağım. o beni çanta gibi yanında taşımaya bayılır.Laf aramızda ben de bayılıyorum onun kolunda gezmeye.
    Bu güzel sözlerini hak ediyor muyum bilemedim canım. Çok teşekkür ediyorum ve gecikmeli olarak ikinizinde anneler gününüzü kutluyorum.
    Yürekten sevgilerimle kucakladım ikinizi de...

    YanıtlaSil