19 Şubat 2009 Perşembe

Çekim yasası...


İNTERNETTE GEZİNİRKEN BULDUĞUM BİR YAZI, GEÇENLERDE YAZDIĞIM "SADECE SİZ DEĞİLSİNİZ" BAŞLIKLI YAZI İLE NASIL GÜZEL ÖRTÜŞÜYOR.

Ve Çekim yasası denilen evrensel yasanın, çoğunlukla farkında olmaksızın,bizim tarafımızdan nasıl harekete geçirildiğini de de pek güzel açıklıyor...

Prof. Yıldız Batırbaygil yazıyor..

06.08.2008 12:42
Kafadan geçen her düşüncenin Allah katında bir talep olduğuna
inanıyorum iyi şey ister güzel şeyler düşünürseniz cevabı aynen öyle
gelir ama hep korku ve kuşkuyla yaşarsanız aynen bunları da
çağırırsınız.

Trafik kazasından korkan insanlar hep kazaya uğrarlar. Eğer siz
korkuyla yola çıkar ve hep bunu beyninizde kurgulayıp etrafa negatif
enerji yayarsanız mutlaka şoföre kaza yaptırırsınız ama arabayı siz
kullanıyorsanız ve böyle korkularınız varsa eğer sakın araba
kullanmayın… Çocuğuna aşırı korumalı ana ve babalarının çocuklarına
hep bir şeyler olur yani biri bir taş atsa bile gelir sizin
çocuğunuzun kafasını bulur o zaman siz şunu düşünürsünüz –onu
kollayıp korumasam hep başına olumsuz şeyler geliyor – Neden acaba ?
Bu tıpkı yumurtamı tavuktan çıkar yoksa tavuk mu'yu andırmıyor mu?
Öyle mutsuz bir toplum olduk ki birbirimize günaydın diyemiyoruz, bir
araya geldiğimizde hep olumsuz olaylar konuşuyoruz, biri bize
nasılsın dese iyiyim demeye korkar olduk, işler nasıl deseler, derhal
şikayet etmeye ve her şeyin kötü ve daha da kötüye gittiğini
söylüyoruz, hastalıklarımızdan ve ölümlerden bahsediyoruz yani
dostlarla da sohbetin güzelliği , keyfi kalmadı.Hep para
olmadığından yakınıyoruz sanki bunu soran bizden para isteyecekmiş
gibi.Aynen devam edin, neyi YOK diyorsanız, onu YOK etmeye devam
edin, sürekli şikayet edip etrafa olumsuz ve zavallı görünerek her
şeyin bereketini kaçırın, ayrıcada bu kadar mızırdanma sonunda
dostlarınızı da kaçırdığınızı fark edeceksiniz. Hep hastayım diyen
insanlar mutlaka hasta olurlar beyin şartlanmaya görsün hangi
hastalıktan korkup ,çağırıyorsanız size onu getirir.
Sürekli param yok deyen insanlar paralarının bereketini öyle
kaçırırlar ki bir gün gelir birde bakarlar gerçekten paraları bitmiş
ama bu bitiş ani çıkan hesapta olmayan mecburi harcamalarda
olabilir, sağlığa harcanması gereken miktarlar da olabilir.Allah
zaten verilen nimetlere şükretmesini bilmeyen kullarından bu
nimetleri bir müddet sonra almaya başlar.Çevrenize bakın örneklerini
çok göreceksiniz.Gelin bundan sonra Nasılsın diyenlere ÇOK İYİYİM
ÇOK ŞÜKÜR demekle işe başlayın…….
Öyle bir toplum olduk ki karşımızdakini yargılamaktan sevmeye zaman
bulamıyoruz. Oysa her yaşta sevgiye ihtiyacımız var. Sevgi sunulmazsa
sevgi değildir. Neyi severseniz sevin ama içinizde yoğun sevgi
duyguları olsun. Birisine sevginizi söylediğinizde hareketlerle bunu
pekiştirdiğinizde ona öyle güzel bir enerji yollarsınız ki, onun
mutluluğunun enerji şeklinde size geri dönüşünden aldığınız pozitifi
başka hiçbir şeyde bulamazsınız. Yeni bebeği olmuş bir anne eğer
sıkıntıları varsa veya olumsuz bir kişiliğe sahipse lütfen en olumlu
olduğunda bebeğini kucağına alıp onu çıplak tenine deydirsin. Eğer
bebeklerinizin huzurlu ve sağlıklı bir bebek olmasını istiyorsanız
onu sakin kavgasız gürültüsüz ve pozitif bir ortamda büyütmeye
çalışın, Kızgınken, sinirliyken kucağınıza almamaya çalışın ve ona
sınırsız sevginizi gösterin.
Öpün koklayın ve bilin ki bu günler çok çabuk geçecek ve bilinki
çok çabuk büyüyorlar. Bazı anne ve babalar çocuklarını çok sevdikleri
halde bunu ifade edemez ve gösteremezler. Neden ? Ne zaman
göstereceksiniz? Tanrı'nın verdiği bu armağana sevgiyi en güzel
şekilde göstermemiz bir şükür ve teşekkür değil mi ?
Beyin öyle bir güçtür ki , insan beyin gücünü kullanarak isterse
kendini felç de edebilir, öldürebilir de, kanserini de yenebilir.
Yeter ki beynini şartlandırabilsin. Beynimizde yaklaşık 13 milyar
civarında sinir hücresi vardır. Her bir hücre yaklaşık 7.3 kilo
voltluk enerji açığa çıkarır. Pratikte mümkün değil ama teorikte
beyindeki tüm sinir hücrelerinin aynı anda enerjilerini saldığını
varsayalım, yaklaşık 350 milyon kilo voltluk bir enerji açığa çıkar
ki bu da büyük bir metropolün tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak
güce sahiptir. Size tıp kitaplarına girmiş bir olayı anlatmak
istiyorum, et taşımaya yarayan soğutuculu bir tren, temizlenmek için
bir istasyonda duruyor. İşçiler vagonları temizlemeye başlıyorlar,
işçinin biri bir vagonu temizlerken diğer işçi o vagonu boş sanıp
kapısını dışardan kilitliyor. Biraz sonra tren hareket ediyor, ve
bir durak sonra et almak üzere bir istasyonda duruyor. Kapalı kalan
işçinin vagon kapısı açıldığında işçinin donarak öldüğü görülüyor.
Fakat bir bakıyorlar ki, vagonun ısısı normal ısıda yani dondurucuya
geçirilmemiş. Ama kapalı kalan işçi bunu bilmediği, donarak öleceğini
sandığı için beyin aynen donmanın şartlarını hazırlayarak, donmanın
tüm belirtilerek göstererek vücudunu buna uyduruyor. Yani beyninizi
olumlu şeylere kanalize edin .Bazı insanlar vardır, hep konuşurken
daha yaşasam 1-2 sene daha yaşarım diye konuşup sık sık bunu tekrar
ederler ve kendilerine adeta bir ölüm zamanı belirlerler. Ben bu
laftan çok korkarım ,eğer bunu inanarak söylerlerse beyinlerini öyle
bir şartlarlar ki , öyle bir kurgularlar ki gerçekten dedikleri
zamanda ölürler. Bu yüzden kaç yaşında olursanız olun hep bir
hedefiniz ve hayalleriniz olsun ki uzun yaşayabilesiniz. İnsan
hayal ettiği müddetçe yaşarmış. Ne doğru bir laf değil
mi?
Dün bitti. Dünün tekrarı yok aynı rüyalar gibi.Yarın, hiç bilmiyoruz,
iyi şeylerde olabilir kötü de .Ama şu anımı biliyorum,ayağım kırık bu
yazıyı yazıyorum ama eşim yanımda çocuklarım sağ ve ben bu yüzden
dünyanın en mutlu kadınıyım ve yarınımı da bilmediğim için bu anımı
en iyi, en keyifli ve en pozitif şekilde değerlendiririm. Bilmediğim
bir geleceği düşünerek de bu anımı zehir edemem. Siz de böyle yapın
ve hayatınızı birbirine karıştırmamak kaydıyla 3'e bölün. Dün,
bugün,yarın diye…

Biz ani stresleri çok severiz. Çünki ani streste vücutta
Adrenokortikotrop hormon (ACTH) artar ve hafıza, algılama, enerji
süper olur. Yani bu hormon strese karşı vücudun bir sigortasıdır. Ama
siz bu stresi kısır döngüye çevirirseniz yani sürekli beyninizde
kurarsanız, hep bunu düşünürseniz, gelen olumlu şeylerin hepsi geri
gider. Yani unutkanlıklar, enerji kayıpları, isteksizlikler, migren,
mide-bağırsak şikayetleri, uykusuzluklar, beyin tümörler, tansiyon
iniş-çıkışları, vücudun muhtelif yerlerinde uyuşmalar, mutsuzluk,
hatta depresyon ,kalple ilgili şikayetler ve kansere zemin hazırlamış
olursunuz.
Bunları kendinize niye reva göreceksiniz ki ?
Akıllı, kontrollü ve olumlu olmak yeterli. Eğer büyük bir strese
girdiyseniz kendinize hobiler bulun, yani kafanızı dağıtın başka
işlere kanalize olun ki stres yaratan faktörün etkisi azalsın veya
sevdiğiniz, sizi mutlu eden şeylerle uğraşın. Bunları da
yapamıyorsanız dua edin, duaların insanlarda yarattıkları mistik etki
onların pozitiflenmesini sağlar. Ben evde yemek yaparken bile hep dua
ederim (yiyenler şifa bulsun, mutlu olsun, bereket artsın ) diye.

EVET, VAR MI İTİRAZI OLAN???????

1 yorum:

  1. Taslak olarak kenara aldığım bir yazıyı bloguma koymak istedim. Çünkü uzunca bir süredir İzmir'deydim ve fırsat bulamamıştım. Ve fakat, taslak olarak aldığım tarihte yayınladı sevgili blogum,keyfi öyle istedi herhalde. Ben de bu işleri çok anladığımdan düzeltemiyorum. Affola...;))

    YanıtlaSil